Ömrümüzün içinde birçok hayat yaşadığımıza inanıyorum.
Cekette aklıma geldiğinde Londra Soho’da yaşıyordum. Modayı ve alışverişi her zaman sevdim. Soho’da yaşarken, çevremdeki insanların cinsiyetsiz ve özgüvenli stillerinden ilham aldım. Özellikle de Londra’da neredeyse herkesin dolabında bulunan büyük beden jean ceketler. Bu ceketler, çoğu zaman bir aile yadigarı oluyor veya onlardan çocuklarına kalıyor ve neredeyse her mevsim istisnasız herkes kot ceket giyiyor.
King’s College’dan İşletme bölümü mevzunu olduğum için ben yolculukta öğrenenlerdenim ve öğrenmeye devam ediyorum.
İlk üretim maceram, toplam 1000 adet kot ceket ve yelek ile başladı. Londra’da Soho’nun modasını temel alan cinsiyetsiz bir kot çizgisiyle başlamak istedim. Ama kısa zamanda 1000 adetin çok fazla olduğunu fark ettim.
Bu 1000 adet ceketin sayıca fazlalığı ötesinde, hatalı düğmeler ve boyut farklılığının olmaması gibi başka sorunlar da vardı. Bu seri üretimden kaynaklanan tüm çevresel atıkları da gördüm ve seri üretimden dönme kararı aldım.
2018’de ilk upcycled giysimi deniyorum.
O zaman upcyclcling fikri aklıma geldi. Bu, daha önce ürettiğim hatalı ceketleri ziyan olmasınlar diye yeniden değerlendirmemin bir yoluydu. O zamandan beri marka yeni bir hayata başladı. Tüm giysilerimizin yüksek kaliteli ve çevre dostu olması için küçük koleksiyonlar ve yavaş süreçlerle ilerleyen atölye tarzı üretimimizi çok seviyorum.
UPCYCLING SÜRECİMİZİN EVRİMİ
Bu süreç boyunca, beklenmedik sürprizlerin bizi hayatta doğru yola sokabileceğini öğrendim.
LAL